29 Eylül 2009 Salı

Sen hiç başkalarının biten aşklarına ağladın mı?

Sen hiç başkalarının biten aşklarına ağladın mı? Ben ağladım. Çünkü biliyordum o ne denli bir acıdır... Nasıl eksiltir insanı, nasıl sızlatır yüreğini kor düşmüşçesine. Aslında herşeye rağmen hayat devam eder bitenlerin ardından. Çiçekler hep açar, güneş, ay hep doğar eskisi gibi... Ama... Eskisinden daha çok acı verir bazen nefes almak. Hani o çok sevdiğin, belki birçok şeyini feda ettiğin, geceleri uyku yerine düşünüp hiç yorulmadan hep sevdiğin yoktur artık. Hani çocukken oynadığın beş taşlar, yakan toplar, doktorculuklar... Hani kaçamak yenen dondurma, şekerlemeler... Onları özler gibi özlersin de bir de bunu söyleyebilsen! Aslında söylemek zor değil de terk edilmek var ya bu bağlar dilini. O sevse seni terk etmezdi diye düşünürsün. Oysa sen onu hala nasıl deli gibi seversin. Söyleyemedikçe büyür o yumak içinde. Büyür de dur diyemezsin... Yolda yürümek bazen ne anlamsız gelir insana. Gideceğin bir yer yok... Ya da... Gitmek istediğin yere gidemeyecek olmak... Aslında ne olur ki şimdi çıksan, onun evinin önünden geçsen. Belki camdadır... Belki... Belkiler öyle çoktur ki. Belkiler aslında içimizdeki umutlar... Belki o da beni seviyor, belki beni bekliyor, belki yeniden başlar, belki, belki, belki... Umut mu, kendini kandırış mı bilinmez ki. Belki umut belki başka birşey... Bazılarımızın gözleri hep nemlidir ya, hani en mutlu anlarında bile... Kimbilir içlerinde sızlayan hangi söz yarası vardır bilinmez ki... Bilinmez... Bilmediğimiz ne çok şey vardır aslında. Bazı anlar vardır hayatta pek az yaşarsın. Aslında şanstır da biz farkına varamayız. Annemiz, babamız, kardeşimiz, hani sizi çok kızdıran komşunuz, ·bir de hep zayıf aldığınız matematik yok mu?Acaba şans mı yaşadıklarımız. Anneni, babanı görebilmek bir şans mı hiç düşündünüz mü? Ama onlar beni anlamıyor demeyin. Belki anlaşılmamak bile bir şans değil mi? Kaybedince anlarımızı anlıyoruz şanslarımızı ama neden hep geç kalıyoruz... Halbuki yolda şöyle bir bakınca etrafıma ne telaş içinde koşuşturuyoruz hayatın içinde.
"SENİ"…Paramparça, yerlebir olmuş tüm yaşanmışlıkların altına..."SENİ"…Senden önceki,gidişinden sonraki tanımadığım günlere GÖMDÜM..!-Gece Yarısına "an" kala...Artık buralarda durmanın verdiği yorgunluk ağırlaştırıyor bedenimi…Gitmeliyim bu şehirden ve kendimden…Kaçmalıyım uzaklara, eşgalimi kimse görmeden...Ayak izlerimi görmemeli…Bilmemeli kimse neden gittiğimi...Ve hiç kimse sormamalı beni, kimseden...Ne gece, ne ay, ne de parlayan yıldızlar ve de bir başkası...BİLMEMELİ...!-Gece yarısına "an" kala...Harap olan hayallerimi unutmalıyım…Yitik düşlerimi savurarak gökyüzüne...Sıkarak dişimi, dilimi kana bulamadan...Bir çocuk masumiyetiyle yeniden doğarak…Ve neden ağladığını bilmeden...Sessizce ve kimsesizce...Biraz da gizlice...GİTMELİYİM...!Bedenimi hapsetmiş karanlığa tüm hıncımı kusarak…Gecenin canını yakarak, uykusuzluğumun üzerini örterek...Ve sökerek yüreğimdeki "seni"…KAÇMALIYIM...!-Tam da gece yarısına "an" kala...Peşimden paçalarıma yapışan, ellerimi tutan sadece Yalnızlığım olmalı…Güncemin arasında kurumaya yüz tutmuş gül yaprağı ağlamalı ardımdan sadece…Bir de kırık hayallerim...Giderken, kendimden ve senden kaçarken...Birileri görür diye, ürkerek söndürmeliyim güneşi...Gömmeliyim nemli toprağa yıldızları…Düşlerime göz diken kâbusları öldürmeliyim…-Ve gece yarısına "an" kala....GİTMELİYİM...!

Ben artik senden vazgeciyorum

Senden sonra hic acim olmadiNe deliligim kaldi sevdadan yana ne de aska inancim bir damlaOysa ben seni severken hic aci cekmemistimNe olduysa, sen beni sevince olduBir zaman varligini arzulayan gonlumYeri geldi yoklugunu aradi durduYazik, sevilme sureni kendin kisalttinArtik donmesen de olurHem sen, yokken daha guzeldinHem sen, varliginda tanidigim sen degildinYine sevilirdin bu kadarInan donusune bagli degildi sevdamin agirligiYokluguna ve imkansizligina direnmek,Herseyden daha anlamliydiEger donmeseydin, ne yapar ne eder gozlerini tedarik ederdim biryerlerdenElini en karanliklarda bulup tutardimEn azindan oyuncagiyla oynayan cocuk gibi kirmadan, kirilmadanKendi kendime severdim seni,Artik donmesende olur,Herseyin ikincisi yenilgidir,Her donus ispatidir biraz da kaybetmisliginMaluptur ileriye bakamayanBakamaz ki bir turlu pismanligindanOnu tutar geride biraktigi her neyseDaha da baglanir ardinda kalanaTerkedilen cabuk buyur, huzun kalana dussedePismanlik hep gidenin payinaAyrilik zor zanaat, kimse yuzde yuz gulemezKimse yuzde yuz gidemezGiden donuyorsa, sevdiginden degil kaybettigindendirVe aradigini bulamadigindanDonene kapiyi acmayinSevseydi o, gitmezdi hic bir zamanIste bu yuzden donene kapilarinizi birdaha asla acmayinVe senGelmeO kapi hic acilmayacak sanaEski ruzgarlarin sozu gecmez terkettikleri daglaraGeceye yeni siirler gerek, gemiye yeni firtinaHer eylule baska yagmurKalana taze baharlar lazimVe gidene biraz yurekKacanlar pisman simdiKalanlar, sevmeye devam edecek.Simdi biz ayrildik yaBirkac gun sendeleyerek yururumAyagim takilsa da dusmemYine dogrulurum biliyorum,Yasadigim tum asklarin uzerine yemin ediyorum.
Ben artik senden vazgeciyorum

28 Eylül 2009 Pazartesi

En sevdiklerim :))











Bunlar benim takılarımdan bir kaçı bakalım beğenecekmisiniz :)
En sevmediğim olay, kendimi anlatmak.
Anlatalım bakalım becerebilecek miyim ;)
26.09.1982 İstanbul doğumluyum..Terazi burcuyum :)
Bukadar ön bilgi yeter galiba :)
Ben ne yaparıma gelirsek;
Bu aralar yaptığım hiçbir şey yok aslında kendimi tamamen işe adamış durumdayım işe gidip geliyorum çok yoğunum :( Eskiden incik boncuk yapmayı o kadar çok severdim ki son bir senedir uzaklaştığımı fark ettim o yüzden beni aranıza almanızı istiyorum emekleriniz çok güzeller hepsini ayrı ayrı beğendim. Yani küçüklükten beri bir merak, bir heves var incik boncuğa karşı kendimde çok süslüyümdür sölemesi ayıptır :) umarım benim el emeklerimi sizler beğenirsiniz.
Çok konuştum galiba şimdilik bana müsade.. görüşmek üzere arkadaşlar:)